Covid-19 Hakkında Bilgilendirme
İncele
RANDEVU İSTE
Yeni randevu talebi
Alttaki alanları doldurun ve gönder butonuna basın. Randevu talebiniz ile ilgili en kısa sürede size ulaşacağız.
Aydınlatma ve Rıza Metni - Kullanım Koşullarını okudum, anladım ve kabul ediyorum.

Kötü Yara İzleri


Kötü yara izlerinin tedavisi estetik ve plastik cerrahinin en temel ve en çok zorluk arz eden konularından birisidir. Yara izi, bütünlüğü bozulan yani yaralanan deri ve diğer dokuların yara kenarlarını birbiriyle bileştirmek yani kaynamasını sağlamak için vücudun ürettiği yeni bir dokudur. Bu doku, bağ dokusu hücreleri ve liflerini (kolajen ve elastik lifler) içeren ve üzeri ince bir deriyle kaplı bir dokudur. Bölgenin orijinal deri dokusundan farklı karakterde bir doku olduğu içinde gören gözler tarafından fark edilir. Görüntü olarak kötü görünen ve hemen fark edilen yara izleri kötü yara izleridir. Kötü görünmeyen ve kolayca gözle fark edilemeyen yara izleri ise iyi yara yaniestetik yara izleri olarak tanımlanabilir.

Kötü yara izleri nasıl oluşur?
Parçalı, ezik, kirli, şekil ve yön olarak uygun olmayan estetik cerrahi kurallarına göre dikilmemiş, onarılmamış yaraların iyileşmesi sonucunda kötü yara izleri oluşur. Ayrıca her hangi bir yara, yönü itibariyle vücudun doğal çizgilerine ve  kıvrımlarına dik açıyla seyrediyorsa, yay biçiminde bir yaralanma ise, eklemleri(dirsek, el bileği, parmaklar gibi) boylamasına kat eden yaralar ise, bu yaraların iyileşmesi sonucunda da kötü yara izleri oluşur. Bazen kat ettiği eklemlerin hareketlerini sınırlayıcı kasıntılar şeklinde de gözlenebilirler. Yaranın yer aldığı vücut bölgesinin de kötü yara izi oluşumunda rolü vardır. Örneğin omuz bölgesi, göğüs ön duvarı ortası(iman tahtası üzeri) bu açıdan en şanssız bölgelerdir. Buna karşılık göz kapağı, yüz ve boyun bölgesi daha şanslı bölgelerdir. Göz kapağı kenarı, burun kanadı kenarı, dudak ve kulak sayvanı kenarlarında ortaya çıkan yaralar bazen çentiklenme veya basamak oluşumu gibi deformiteler ile iyileşirler ve bunlarda kötü yara izleriolarak dikkat çekerler ve tedavileri için özel yöntemlere ihtiyaç vardır. Yaralanmaya neden olan sebebin de kötü yara izi oluşumunda önemli rolü vardır. Örneğin derin yanık yaraları, ezilme yaraları, ateşli silah yaralanmaları, trafik kazaları sonucu oluşmuş yaralar, iyileşmeleri sonucundakötü yara izleriyle sonuçlanırken; yüzeyel yanıklar ve kesici alet yaralanmaları daha iyi izlerle iyileşirler. Genetik faktörler ve ırk faktörü de yara iyileşmesi açısından önem arz eden diğer bir husustur. Bazı kişilerin dokuları doğuştan genetik olarak kötü yara izi oluşturmaya eğilimlidir. Özellikle Doğu Asya ve uzak doğulu esmer ırklarla zencilerde yara izleri genellikle kötü oluşur.

Kötü yara izleri önlenebilir mi?
Herhangi bir yaralanmada yara izinin daha iyi olmasını yani estetik şekilde oluşmasını sağlamak için estetik cerrahinin birçok imkânı mevcuttur. Asepsi-antisepsi kurallarına yani mikrop kapmasını önleyici tedbirlere azami derecede riayet etmek bunların başında gelir. Yara ortamındaki ölü dokuları, varsa yabancı cisim kalıntılarını temizlemek, yara kenarlarını canlı ve düzgün kesiler haline getirmek, kanama kontrolü, yaranın yönünü vücut kıvrımlarına uygun hale getirmek, yay biçiminde ki yaraları düz çizgi ya da kırık çizgi haline getirmek, mümkün olduğu kadar gergin olmayacak şekilde ve vücudun fazla reaksiyon vermediği inert dikiş iplikleriyle yarayı dikmek, mümkünse gizli dikiş tekniği uygulamak bu önlemlerden başlıcalarıdır. Dikiş sonrası bakım ve takip de çok önemlidir. Dikiş ipliklerini lüzumundan daha geç almak dikişin girip çıktığı deliklerinde belirgin kalmasına neden olur. Dikişlerin alınabilmesi için yara dudaklarının gerilmeyle açılamayacak şekilde birbirine kaynaması gerekir ki buna biz gerilme direnci diyoruz. Gerilme direncinin yeterli düzeye ulaşması gene birçok faktöre bağlı olarak 5-15 gün arasında değişebilir. Yara dudaklarının birbirine kaynaması ve dikişlerin alınması, iyileşmenin tamamlandığı anlamına gelmez. Oradaki biyolojik ve biyokimyasal olaylar devam eder. Yara hattı önce kızarır, bir miktar kabarıklaşır ve sertleşir. Daha sonra giderek kızarıklığı soluklaşır ve normal ten rengini alır, kabarıklığı çöker, çevresindeki ciltle hemzemin hale gelir ve sertliği kaybolarak yumuşar. İşte o zaman yara maturasyonu(olgunlaşması) dediğimiz periyod tamamlanmış ve yara bir daha değişikliğe uğramayacak şekilde son halini almış olur. Bu süreç yaranın şekline, yönüne, bulunduğu vücut bölgesine ve kişinin genetik ve ırksal özelliklerine göre altı ay ile iki sene arasında değişebilir. Bu süreç içerisinde yarada oluşan sertlik ve kabarıklığın anormal şekilde aşırı geliştiği durumlarla da karşılaşabiliriz. Hipertrofik skar veya keloid adını verdiğimiz bu aşırı yara izleri estetik olmayan görünümün en önemli örnekleridir. Bunların oluşumunu engellemek için uygulanabilen çeşitli alternatif yöntemler mevcuttur. Yara izi yüzeyine krem şeklinde veya içine enjeksiyon şeklinde kortizon uygulamaları, özellikle eklemleri kat eden boylamasına yaralarda bir süre hareketi kısıtlayıcı ateller uygulanması, yaranın çeşitli krem, slikon sheet vb uygulamalarla nemlendirilmesi, elastik bası uygulamaları yara yüzeyi ve çevresinin dermabrazyon dediğimiz yöntemle zımparalanması, düşük dozda radyoterapi ve bazı lazer uygulamaları bu amaçla uygulanan alternatif yöntemlerdir. Tedavi   Kötü yara izlerinin tedavisinde tam anlamıyla Estetik ve Plastik Cerrahinin genel prensipleri ve yöntemleri geçerlidir. Her hangi bir yaranın kötü yara izi bırakmadan iyileşmesi için de aynı husus geçerlidir. Bu nedenle hem yaraların tedavisi ve hem de kötü yara izlerinin tedavisi deneyimli Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Kötü yara izlerinin tedavisinde mevcut izin cerrahi olarak çıkarılması ve yeniden dikilirken;

  1. Yara dudaklarının gerginliğinden kaçınılması,
  2. Yaranın yönünün vücut çizgilerine ve kıvrımlarına uygun hale gelecek şekilde Z-Plasti W-Plasti uygulanması,
  3. Eklemleri kat eden yara izlerinde, kasıntıyı ve hareket kısıtlığını giderecek şekilde yara izini kırık çizgiler haline dönüştürmek ve yara izi boyunu uzatmak,
  4. Göz kapağı, dudak, burun kanadı ve kulak sayvanı kenarlarındaki çentikleşme ve basamak deformitelerini düzeltmek,
  5. Mümkünse yara dikiş hattını vücut doğal kıvrımları içerisine gizlemek,
  6. Hipertrofik skar ve keloid oluşması muhtemel bölgelerde yarayı dikmeden önce yara dudakları içine kortizon enjeksiyonları,
  7. Geniş yara izlerinde (örneğin yanık izleri) yara izi çevresindeki normal dokuyu doku genişleticilerle genişleterek çıkarılan geniş yara izi alanına yaymak,
  8. Mümkünse gizli dikiş tekniği uygulamak gibi başlıca yöntemler kullanılır.

Cerrahi onarım sonrasında, yukarıda önlemler bölümünde saydığımız uygulamalar yara izlerinintekrar daha kötü oluşmasını önlemek için dikkate alınması gereken hususlardır. Estetik cerrahi girişimlerinde ise kesiler bizzat estetik cerrah tarafından yapılır ve bu kesilerin yerleşimi, yönü, şekli vs. öyle planlanır ki bu operasyonların izleri gerçek anlamda estetik izler olarak gerçekleşir ve rahatsız edici olmazlar. Oysa her kesilen-dikilen yerde mutlaka bir iz oluşması doğa kanunudur ve önlenemez. Önemli olan bu izin dikkat çekici ve rahatsız edici olmamasıdır.


Yayınlanma: 14/09/2015

Bu sayfadaki bilgiler size yeteri kadar yararlı oldu mu?
0541 241 94 90