İlk izlenimde dikkati çeken yer yüz, yüz bölgesinde ise gözlerdir. Göz kapakları ve göz çevresinde; genetik faktörler veya yaşlanmaya bağlı olarak meydana gelen değişimler; kişiye yorgun, mutsuz ve olduğundan daha yaşlı bir ifade verir. Aşırı stres, yorgunluk, kalitesiz uyku, sigara ve alkol kullanımı, yanlış veya düzensiz beslenme, kalıtım, göz kapağı ve çevresindeki derinin özelliği gibi bir takım faktörler bu tablonun ortaya çıkışını hızlandırır. Bakışlar daha yorgun ve karamsar bir ifade arz edebileceği gibi, sarkan üst göz kapağı derisinin görüş alanını engellemesi bile söz konusu olabilir. Göz kapakları ve çevresinde oluşan bu deformiteler, çoğu kişinin psikolojisinin bozulmasına, mevcut görünümü sebebiyle hayata küsmesine ve sosyal çevresinden uzaklaşmasına da neden olabilmektedir.
Üst ve alt göz kapaklarında belirginleşmiş sarkmaları ve torbalanmaları olan 35–40 yaş üzerindeki kişiler blefaroplasti (göz kapağı estetiği) operasyonu için adaydırlar. Ne yazık ki genetik faktörlere bağlı olarak genç yaşlarda da bu deformasyonlar görülebilir. Erken yaşlarda görülen bu deformasyon yaş ilerledikçe yerçekiminin de etkisiyle üst ve alt göz kapağında bollaşma, kırışıklık, göz çevresi derisi ve kaşlar ile birlikte aşağıya doğru sarkma olarak kendini gösterir. Bu oluşumları ortadan kaldırmak için göz kapağı ve göz çevresi estetiği yapılır.
Üst göz kapağı estetiği, alt göz kapağı estetiği ve göz çevresi estetiği bir bütün olarak değerlendirildiğinde yüz güldürücü sonuçlar elde etmek mümkün olabilir. Göz estetiğinde; üst göz kapağında bağ ve kas dokusu onarımı ile birlikte fazla deri; alt göz kapağında fazla yağ ve deri alınır. Estetik Plastik Cerrahinin kaideleri ile yapılan özel dikişler sayesinde iz belirgin olmayacak şekilde operasyon tamamlanmış olur. Göz kapağı estetiği ile birlikte ihtiyaç varsa kaş kaldırma, alın germe ve yüz germe operasyonları da yapılabilir. Tüm bu işlemler ile yüz bölgesinde; özellikle gözlerde çarpıcı bir gençleştirme yapılmış olunur ve kişi tazelenmiş bir görüntüye kavuşturulur.
